Mimarlar Odası Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Serbülent Vural, yerel yönetimlerin restorasyon ihalelerinde ilgili mevzuata dikkat etmemeleri sıkıntı yarattığını söyledi.

ÖDENEK YETERSİZLİĞİ VURDU008Fca44 5A71 46Da 8A89 C7Ddde7840A8U

Trabzon’da restorasyon çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?

Tüm ülke genelinde olduğu gibi yaklaşık 2005 yılında itibaren özellikle devlet eliyle kamu yapılarının restorasyonları gündeme gelmiştir. Özellikle Vakıflar Bölge Müdürlüğü denetiminde dini yapılar (camiler), Karayolları Bölge Müdürlüğü denetiminde tarihi köprüler, Rölöve Anıtlar Müdürlüğü denetiminde sivil mimarlık ürünlerinin restorasyonları proje ve uygulamaları yapılmaktadır.

Özel teşebbüs olarak; proje ve uygulamalarının maliyetli olması nedeniyle az sayıda çalışma olduğu söylenebilir.

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12. maddesinde; “Özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının; korunması, bakım ve onarımı için Kültür ve Turizm Bakanlığınca ayni, nakdi ve teknik yardım yapılır.” hükmü gereğince özellikle kırsal alanda yer alan sivil mimarlık ürünlerinin restorasyonları gündeme gelmiştir. Destek ödemesiyle birlikte halk bu büyük maliyetli proje-uygulama için aldığı kısmi yardımla yapılarını onarabilme imkânı bulmuştur. Ancak; 2023 yılında deprem sonrasında ödenek yetersizliğinden bu kaynak da artık verilmez olmuştur.

DENEYİMLİ MİMARLAR DOKUNUR

Trabzon’da sağlıklı denilebilecek restorasyon var mı?

Öncelikle sağlıklı restorasyonların yapılması için gerekli olan adımları sıralayalım:

Yapıda; boya-badana, çatı tahkimatı gibi basit onarım kapsamında olan durumlar için ilgili koruma kurulundan izin alınması suretiyle projesiz uygulamalar yapılabilir. Ancak; esaslı onarım gerektiren restorasyon çalışmalarında öncelikle iyi bir projenin yapılması gerekmektedir. Projeyi yapan mimarın da bu alanda deneyimli olması; yapıdaki tespitlerin, sorunların doğru bir şekilde tespit edilmesi ve bu sorunlara yönelik dünya genelinde kabul görmüş restorasyon müdahale tekniklerine göre çözüm önerilerinin sunulması son derece önem arz etmektedir. Tüm bu hassasiyetlere göre hazırlanan projeler ilgili koruma bölge kuruluna sunulur ve orada alanında deneyimli hocalar tarafından incelendikten sora kabul görür. Bu ilk aşamadan sonra da uygulamanın da deneyimli ellerle devam etmesi gerekmektedir.

İşte tüm bu çerçeve dahilinde eski eserlere yönelik görev yapan kurumların bu anlamda süreci daha iyi yönettiği söylenebilir. Dışarıda hizmet alımı şeklinde hem proje hem de uygulamaları yaptıran bu kurumların hem kendi personeli hem de eski eser yönetmeliğine göre hazırlanmış ihale mevzuatı ile iş deneyim belgesi olan projeci ve uygulamacılarla çalışırlar.

Uygulamalarda; günümüzde artık kalmayan geleneksel yapım teknikleri ve malzemeleri ile yapılması gereken, oldukça maliyetli bir süreçte devlet eliyle olan uygulamaların sayısı daha fazladır. Sivil vatandaşın bu süreçte; sivil mimarlık ürünü için hem geleneksel malzemelerin temininde hem de geleneksel yapım tekniklerine hâkim elemanları bulmaları ve bu mali külfetin üstlenmeleri ekonomik olarak oldukça zordur.

DEPREM SONRASI NE OLACAK?

Türkiye yakın zamanda deprem yaşadı. Restorasyonlar konusunda uyarılarınız olacak mı?

Tescilli yapıların deprem davranışlarına yönelik çalışmalar büyük deprem öncesinde de vardı. Ancak; büyük depremde bu konu daha da önem arz etmiş ve hasar gören yapılara yönelik çalışmalarla birlikte Türkiye genelinde olan yapılara gözler çevrilmiştir. Bir yandan depremde hasar gören bu yapıların daha önceden geçirdikleri onarımların ne kadar sağlıklı olduğu araştırılırken, bir yandan da kurumların bölge müdürlükleri nezdinde yapılan kontrollerin genel müdürlüklere taşınması gündeme gelmiştir.

Kurumlar genelinde bu türden önlemlerin artık alındığını biliyoruz. Ancak sivil vatandaşın bu uygulamaları yaparken deneyimli projeciler ve ustalarla çalışması, yapıların doğru bir şekilde onarılmasına ve yapıların özgün halleriyle var olan deprem dayanımlarının yanlış uygulamalarla zayıflatılmamasına dikkat edilmesi, güçlendirme gerektirecek durumlarda da yine deneyimli projeci ve uygulamacılarla çalışması gerekmektedir.

YAPILAR İÇİN MEVZUATA UYMAK!

Sizce restorasyonlar Türkiye’de sağlıklı yürüyor mu?

Yukarıda sürecin nasıl yürüdüğüne dair değerlendirme yapıldı. Orada bahsedilen olumlu süreçlerin yanı sıra özellikle yerel yönetimlerin bu türden yapıların restorasyonunda eski eserlere yönelik ilgili mevzuattan ihale etmemeleri sıkıntı oluşturmaktadır. Bu durumda yapıları iş deneyim belgesi olmayan projeci ve uygulamacıların ellerine bırakmaktadırlar.

Restorasyon yapan firmalar yeterli mi?

Kültür Bakanlığı bu konuda yeterlilik alan firmaların listesini her yıl yayınlamaktadır. Bu listeye giren firmalar iş deneyimlerine ilişkin belgeleri sunarak bu listeye girmeye hak kazanmaktadır. Kurumlar ihale yasası gereğince, bu firmaların iş bitirme tutarları ve bölgesel yakınlıklarını da göz önünde bulundurarak firma seçebilir, davet usulüyle firmalarını belirleyebilirler.

Oda olarak görüşleriniz nelerdir?

Son yirmi yılda hız kazanan restorasyon çalışmalarının yapı kültürlerin korunması ve yaşatılması adına önemi tartışılmazdır. Tescilli yapıların güncel işlevlerini yitirmesi durumunda; atıl kalmaması, restorasyon teknikleri çerçevesinde yeni işlevlendirme ile kullanıma açılması yaşatılmalarını sağlayacaktır. Yukarıda da belirtildiği üzere bu sürecin uzman ekiplerce iyi yönetilmesinin iyi sonuçlar doğuracağı kuşkusuzdur.

Önerileriniz nelerdir?

Yapıların korunmasında halkın duyarlılığı da son derece önemlidir. Hem yapı sahiplerinin yapacakları müdahalelerde bilinçli olmaları hem de sivil halkın kültür varlığı olan bu yapılara karşı hassasiyet göstermeleri, hatta bu bilincin küçük yaştan itibaren verilmesi gerekliliği düşünülmelidir. Göz göre göre yok edildiği düşünülen ya da tehdit altında olduğu görülen yapıların bu anlamda sahiplenilmesi, ilgili kurumların bilgilendirilmesi görevi unutulmamalıdır.

Muhabir: Haber Merkezi