Ali İhsan Kartal Restorasyon Haber için yazdı.

Mekânların sadece fiziksel görüngelerden ibaret olmadığını, insanların onlara yüklediği anlamlar ve deneyimlere paralel olarak, mekan idraki ve mekan hafızası kavramları üzerinden baktığımızda ve bu zaviyeden algıladığımızda, anlamın   nasıl derinleşerek  zenginleştiğini ve dönüştüğünü görürüz. Mekânlarında tıpkı insanlar gibi hafızaları vardır. Mekân hafızası, insana yaşadığı zaman ve mekân parçasında sadece kendisinin var olmadığını, kişiye kendisinden önce de yaşayanların olduğunu hatırlatır, yani mekânın kendi hafızasında saklı olan bir hikayesi bulunur ve mekânın bu  hikayesini de mekanın hafızası taşıyarak bizlere ulaştırır.

 Günümüzde anlam ve değer dünyası zenginleşmiş olan toplumlarda hikâyesi olan, hikayesi  olmayana göre daha fazla öneme ve kıymete sahiptir. Kısacası, hikâyesi olan değerlidir. Bu bakış açısının doğal sonucu olarak ta mekânlarında insanlarında hikâyesi varsa kıymeti o oranda yüksek oluyor. Esasında bizler günümüzde kültürel mirasımızın bir parçası olan mekanlarda restorasyon çalışmalara yaparak, mekanları yeniden fonksiyonlandırırken, bu ilişiklide temel yaklaşım olarak ana felsefemiz, yeni bir şey kurmaktansa kendi hikâyesinin devamını sağlama esasına göre hareket etmek üzerine kurulmuştır. Yani güzel olanı görme yeteneğini geliştirip, güzeli ortaya çıkarma şeklinde formülüz edebiliriz. Tüm bu söylediklerimiz anlam ve değer dünyamız içerisinde kadir kıymet bilmek deyimi ile yer bulmuştur. İşin özeti şudur; bir şeyi anlarsak değerini bilir ve koruruz, anlamazsak her şeyde olduğu gibi mekânla olan ilişkimizde de mekâna karşı şiddete dönüşen bir yok etme ve yenileme arzusuyla mekânları tüketiriz. Ama unutmamalıyız ki kültürel varlık ve kültürel miras olan bu değerler yok olunca bir daha geri gelmiyor, sadece maddesel olarak gitmiyor, hikâyesini de alıp gidiyor. Her bu gidiş, bizleri fikren daha çölleştirmektedir.

Mekân ve çevre toplumların inşasında, anlam ve değer dünyalarının oluşumunda son derece öneme sahiptir. Maalesef  bu önemi ve değeri çoğu zaman ya fark etmeyiz, ya da görmezden geliriz. Peki; çevreyle ve mekânla olan ilişkimiz niçin önemlidir? Bizlerin anlam ve değer dünyasındaki etkisi nasıl oluşur? Diye sorarsanız, konuyu şu başlıklar altında ifade edebiliriz.

1. Mekân ve Kimlik: Mekânlar, bireylerin haliyle toplulukların kimliklerini şekillendiren önemli unsurlardır. Bir mekânın tarihi, kültürel ve sosyal özellikleri, orada yaşayan insanların kimliklerini inşa eder ve besler.

2. Toplumsal Hafıza: Mekânlar, kolektif hafızanın da taşıyıcı niteliğine sahiptirler. Bir yerin geçmişte yaşadığı olaylar, anılar ve hikâyeler, o mekânın bugünkü anlam ve değer katmanını  belirler. Bu nedenledir ki, tarihî mekânlar ve anıtlar, toplumsal hafızanın canlı tutulmasında önemli rol oynarlar.

3. Günlük Yaşam ve Mekân: İnsan oğlu günlük yaşamlarında sürekli olarak mekânlarla etkileşim halinde olagelmiştir. Bu etkileşimler, mekânın anlamını ve kullanımını belirler. Bir park, bir mahalle pazarı veya bir kafeterya, belki de kent meydanında yer alan bir ağaç, insanların günlük yaşamlarının bir parçası olarak özel anlamlar kazanır.

4. Simgesel Anlamlar: Mekânların çeşitli sembolik anlamlar taşıdığında tartışılmaz bir gerçekliktir. Bir şehir meydanı, özgürlüğü ve demokratik katılımı simgelerken, bir kilise ya da cami, onu var eden toplum için manevi ve dini hatta varoluşsal bir anlam taşır. Bu sembolik anlamlar, mekânların algılanışını ve kullanımını derinden etkiler.

5. Kişisel Deneyimler: Bireylerin kişisel deneyimleri yada yaşanmışlıkları, mekânların anlamını zenginleştiren başka bir unsurdur. Mesela bir kişinin çocukluğunu geçirdiği ev, o kişi için benzersiz ve özel bir anlam taşır, yada sevdikleriyle yemek yediği, belki de kahve içtiği bir mekân bu türden kişisel bağlar, mekânın bireysel olarak nasıl deneyimlendiğini ve anlam kazandığını gösterir.

6. Değişim ve Dönüşüm: Mekânlarda tıpkı insanlar gibi zamanla değişir ve dönüşür. Bu değişim, mekânın anlamını ve işlevini de etkiler. Kentsel dönüşüm projeleri, doğal afetler veya ekonomik değişimler, mekânın anlamını ve önemini yeniden şekillendirir.

Mekanın anlamsallaşması, disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınması gereken karmaşık ve çok katmanlı bir mevzu olup,  sosyoloji, tarih, antropoloji, mimarlık ve şehir planlama gibi disiplinlere ilaveten belki de teolojiyi de eklememiz gerekir, tüm bu süreçleri anlamak ve açıklamak için önemli katkılar sağlamaktadırlar.